Birbirimize göre yaşayamayız hiçbir şeyi ve dahi anneliğimizi. Birbirimizden faydalanırız; yaşadıklarımızdan ve tecrübelerimizden ama hiçbir zaman aynı olamayız. Bizim birbirimizden farklı olmamız bir yana, ben bile kendi içimde bu denli değişim yaşarken..
Şimdi bana sorsalar, her çocuğuna aynı derecede mi ilgi ve sevgi verdin, her çocuğuna aynı şekilde mi yol gösterdin diye, büyük harflerle söylenmiş bir “hayır” olur cevabım. Ben hızla değişiyorum, başka bir insana dönüşüyorum zaman geçtikçe. O eski benin çoğu yaptığını beğenmiyorum, eleştiriyorum sıklıkla. Geçmişte kalanlar hata değil tecrübedir desturuyla hareket etsem de, özellikle mevzu çocuklar olunca keşke öyle yapmasaymışım dediğim bin tane şey çıkıyor karşıma.
Şimdiki aklımla kızım bebekken aynı annelik tutumuyla yaklaşmazdım ona ve sonra ortancaya. Bu şimdi kendi nazarımda dört dörtlük bir anne olduğum anlamına gelmez ama üçüncü çocuğumda çok daha tecrübeli, çok daha yaşanmışlıkları olan, çok daha ders çıkarmış ve çok daha olumlu bir anneyim. Belki bundan bir kaç yıl sonra bugünkü annelik tutumumu da beğenmeyeceğim ama şimdi daha iyiyim. Bunu bilmek bana yetiyor.
Herkes olması gerektiği zamanda geliyor dünyaya ve olması gerektiği gibi yaşıyor her şeyi. İşte kader kavramı burada devreye giriyor; her çocuğun payına başka başka anneler, başka başka hayatlar… Aynı annenin dünyaya farklı yerden bakabilen başka başka çocukları…
Tek bir şey değişmiyor ve bence o her şeyi iyileştirmeye yetiyor. Sevgi. Kalbimde hepsine yetecek kocaman bir sevgi dağı var. Şimdi büyümüş, bana yeni yeni fikirler veren 7 yaşındaki kızımın gözlerine derinden baktığımda kalbim eriyorsa bu onun için her şeyin üstündedir. Sevgi, bir çeşit eğitimdir hatta öyle ki eğitimin üstündedir. Eğitimden öndedir sevgi, yürünecek her yolun sağlam taşlarıdır. Gerisi sadece teferruat.
Benzer Yazılar
Etiketler: Anne, annelik, çocuk, çocuklu hayat, çok çocuk, Çoluk-Çocuk, insana dair, üç çocuk, yaşama dair