Çocuklar Yokken

Biri 6 yaşına, diğeri 4 yaşına merdiven dayamış olan çocuklarım dönem başından itibaren anaokuluna gidiyor. Oğlumu öncelikli olarak yarım gün göndermeye karar vermiştik ancak sabah bırakıp, öğlen ve akşam üzeri almak üzere günde üç sefer okula gidip gelmek -görevi eşim fırsat buldukça paylaştığımız halde- bana zor gelmeye başladı. Pedagog ve öğretmeninin onayıyla, kardeş geldikten sonra yapılacak bir değişimin psikolojisini olumsuz etkileyebileceği varsayımıyla da bu ay itibariyle onu da tam gün okullu yaptık.

image1-2Böyle olunca da ben son günlerde ciddi bir boşluğa düşmüş hissediyorum. Yapılacak şeylere çocukla vakit oluşturma çabalarına, iki ara bir derede hızla yapılan özel işlere, bir kitabın sayfasını çevirebilmek için fırsat kollamaya, ablası yokken daha da zorlaşan oğlumun peşinden koşturmaya ve başka bir sürü şeye bünyem öyle bir alışmış ki onlar yokken bir süre oturup ‘günü en verimli geçirme’ planı yapıyorum. Tabi bu planı yapmak benim için kolay olmuyor çünkü çok uzun süredir tamamen bana ait saatlerim olmamıştı. İtiraf ediyorum; zorlanıyorum.

Arka plandan bakıldığında kaşındığımı düşünenler de olabilir tabi, mesela eşim gibi. Eve bir bebek daha gelmesine ortalama bir ay gibi kısa bir süre kalmış, o geldikten sonra bugünleri çok ama çok ararmışım. Otur dinlen hatta hiçbir şey yapma sadece yat gözüyle bakıyor bana. Hayatımın eskisinden daha da karışık olacağı günler yakınsa yatma olayı hiç bana göre değil. Biraz gezeyim, yakın çevrenin kafelerinde waffle yiyerek kiloma kilo katayım, yürüyüp kitap okuyayım, en iyisi ben kendime bir ‘bebek gelmeden yapılacaklar listesi’ hazırlayayım. Anlaşılan bu boşluğu bir lütuf olarak görüp iyi değerlendirmem gerek.

 

Benzer Yazılar

Etiketler: , ,

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir