Dört Duvar

image1-5Ne garip değil mi? Topraktan yaratılmışız yine toprağa gideceğiz ama kendimizi ‘medenileşme’ tanımıyla topraktan hızla uzaklaşarak betonların arasına hapsetmişiz. Böyle düşününce, insanın topraktan kaçışı sorunlu bir psikolojinin sonucu olabilir ya da tamamen bilinçaltı ürünü ya da belki hepsi benim safsatam.. Bir beşer olarak ruhumun toprağa ihtiyaç duyuşu bu safsatanın tam olarak neresine düşer öyleyse? İnsanların psikolojik sorunları bu denli hat safhaya varmışken, bunun sorumluluğunu toprağa, güneşe, denize atacak değiliz ya.. Üstümüzü altımızı, sağımızı solumuzu kuşatan betona atacağız elbette. Hem neden sonra sıkılınca duvarlar üstüme üstüme geliyor deriz ki?

Sizi bilmem ama duvarlar benim üstüme üstüme geliyor. Ormanın içine gidip çadır açasım var. Bunu idrak etsek çocuklarını beton duvarlar arasında konuşlanmış okullu eğitim(!) girdabından kurtarmak isteyen hiçbir annenin arzusu öyle ütopik gelmez insana. İnsanlar bozmasa bile sürekli içine hapsolduğu o duvarlar dupduru, el değmemiş, cıvıl cıvıl, kabına sığmayan fıtratını bozmaz mı çocuğun? Zihnimde ilkokul günlerimi canlandırdığımda okulun içime işlemiş o kasveti geliyor aklıma. Bahçe diye koşturduğumuz beton yığınları sonra..

İşte bende yine bir can sıkıntısı, yine derin bir iç çekiş. İç çekişlerim var hamdolsun, ya onlar da olmasaydı? Ya ben hiç gam etmeseydim bunları kendime? Farketmek bazen en önemli mesele. Farkına vardırana, farkedeyim diye sebepler yaratana sonsuz şükür.

Benzer Yazılar

Etiketler: , , , ,

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir