Üçüncü Bekleyiş

Hiç mi değişmez? Hiç mi azalmaz heyecan? Hiç mi sıradanlaşmaz? Evet hem de hiç ama hiç. Her defasında farklı bir heyecan, bambaşka duygular, yeni sorular, bilinmeyen uzun bir bekleyişin ardından gelecek olanın merakı.

Tecrübeler zamanla artıyor, anne olmaya ya da hamileliğe alışılıyor elbette ama insan da değişiyor. Dünkü kendime şöyle bir baktığımda o kadar uzak geliyor ki. Ruh aynı ruh, beden aynı beden ama fikirler, düşünceler, bilgiler öyle farklı ki. O gün kurduğum cümleleri bugün kurmuyorsam, o gün savunduğum fikirleri savunmuyorsam, o gün hissettiklerimi şimdi daha farklı hissediyorsam, o günkü gibi de değildir hamileliğe bakışım ya da bu anları yaşayışım.

image1

İçinde bir canlıyı büyütmek ve aylar boyu hiç görmediğin o canlıyla ilgili düşünceler, hayaller ve planlar içine girmek inanılmaz bir şey. Bunu daha önce iki kez yaşamış olmama rağmen, sanki şimdi daha çok farkındayım, daha çok içindeyim, daha sindire sindire yaşıyorum belki de. Mucizenin daha çok idrakindeyim. Beş buçuk yıldır anneyim ben, buna fazlasıyla alışık olmakla birlikte yeniden keşfediyorum kendimi, çocuklarımı ve anneliği. Geçen yıllarda çocuklarımla beraber büyüdüm, anneliğim de insanlığım da büyüdü. Yaşadıklarımla ve bana yaşattıklarıyla derinleşti ruhum. Şimdi şöyle bir dönüp baktığımda, ben ne kızımı doğurdumdaki ne de oğlumu doğurduğumdaki ben değilim. Yeniden anne oluyorum ve bu ben tüm çocuklarım için yeni bir anne. Daha derin , daha hisli, daha çok yaşayan, onlara baktığında gördüklerinin sayısı daha da artan.

Bunca ‘daha’ varken, elbette daha çok şükür içindeyim. Sınırını kestiremediğim sonsuz bir şükürle hamd ederken, en büyük dileğim evlatlarımla sınanmamak, onları her zaman sıhhat ve afiyetteyken izleyebilmek.

Benzer Yazılar

Etiketler: , ,

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir