Yol ve İnsan


Bundan altı yıl önce okuduğum, çok etkilendiğim bir kitabı yeniden okumaya başladığımda ve satırların bana aynı duyguyu yaşatmadığını gördüğümde büyük bir farkındalık yaşadım. O farkındalık, bana atlamış olduğum yeni bir eşik olarak geri döndü. O farkındalık, kendimi tamamlama yolculuğumda yeni bir basamak oldu.

Konuyu hiç hatırlamıyor halde almıştım kitabı elime. O vakitler üzerimde bıraktığı etkiyle bütün sevdiklerime hediye etmeliyim, herkes bu satırları okumalı, bilmeli, görmeli demiştim. Yeni bi evreka idi benim için o kitap. Yeni bir yol ayrımı, yeni bir yol umudu. İşte bu müthiş duyguları yeniden hissedeceğimi düşünerek, o zamanlar bir başkasına ışık olsun diye hediye ettiğim kitabı tekrar satın aldım.

Sayfalar bir iki ilerliyordu, ilerledikçe hatırlıyordum ama nedense hikayenin sonunu hala hatırlayamadığım halde merak etmiyordum, bir an önce bitsinci ve sıkıcı bir okuyuş oluyordu bu defa benim için. O kitap o zamanlar bende oluşturduğu hislerle bir şeyler inşa etmişti ve görevi bitmişti. Nasıl geldiğimi hatırlayamadığım bugünkü yere beni getiren o yolun taşlarından biri de o kitaptı ve ben onu hatırlamıyor olsam da o yapması gerekeni yapmıştı. Tekrara lüzum yoktu.

Yeni yeni yollar keşfetmek varken, tekrar tekrar aynı yola dönmemiz ne kadar sık yaptığımız bir şey ve ne büyük handikapımız. Oysa tamamlanmış olan bir yolun ilerisinde ne var acaba heyecanıyla yaşamalı değil miyiz? Yeni yollara, heybemizdeki yeni duygularla ve her yolda dönüşen kendimizle gitmek varken, sürekli geri dönüşlerimiz… Hep tekrar edişlerimiz.. Akıllanmaz hallerimiz.

İnsanız. İnsan olmanın ne büyük bir yük olduğunu yaş aldıkça kavrıyorum. İlerledikçe aldığım yola dönüp baktığımda, ne çok önemsememe rağmen önemsizleşen, ne çok anlamı var dememe rağmen hiçleşen, ne çok hata, ne çok düş kırıklığı, ne çok yara, ne çok gözyaşı. Önünde durduğum yeni bir sapak var şimdi. Yaşım ilerledikçe anlıyorum ki, geride bıraktığım yollara dönmenin değil yeni yollara varmanın heyecanı var ruhumda. Geride bıraktığım tüm parçalar eksik gibi ama aslında beni tamamlayan ve beni ben yapan o kadar çok şey ki..

Önümde bir ufuk açılıyor, gözlerim kamaşıyor. Her yeni yolda bir yandan yaralanırken, bir yandan yaralarım sarılıyor. O yara eski yara değil, bu yara başka yara. Kanayan her yara bir gün durmaya mahkum oluyor eğer yolculuk varsa. Kanayan tüm yaralar aynı yola dönüp duranların kalıyor.

Kulağımda bir dua fısıldıyor; sonu ölüm olan yolumuz hayrolsun inşallah.

Benzer Yazılar

Etiketler: ,

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir